“İnsanı, yüzleşemediği boşlukları doldurur.” gibi çok güzel mesajlar içeren bu film izlenmeye değer.
Filmin ana karakteri Stu Shepart, yolda yürürken bile asistanı yardımıyla iş bağlayan ve kaybedecek bir saniyesi dahi olmayan bir reklamcıdır.
Doğruluğuna inanmadığı bir hayat yaşadığı halde hiçbir vicdani sorgulamaya yanaşmayan biridir. Üstelik hiçbir etik dersi almaya da ihtiyacı olmadığını düşünmektedir.
Shepard yolda giderken kimliği belirsiz bir seri katil tarafından telefon kulübesinde kıskaca alınır. Keskin nişancı, adeta günahkâr çağın intikamcısı ve bozulmuş yaşamların onarıcısı gibi Shepard’ı kendisi ile yüzleşmeye zorlamaktadır.
Eğer, bu filmdeki telefon kulübesini “kabul edemediğimiz yanlış alışkanlıklarımız” olarak kabul edersek, keskin nişancıyı da bizi kendimizle yüzleşmeye zorlayan vicdanımız ve evrensel değerler / gerçekler olarak düşünebiliriz.
İyi seyirler.